Anne babalar çocuk yetiştirme yolunda bir çok hata yaparlar. Çoğu zaman onlara iyilik yaptığını düşünerek bu hatalı davranışları uygularlar. Peki doğru olan nedir? Çocuğun sağlıklı gelişimi için anne babalar nasıl yaklaşmalıdırlar? Hangi hataları yapıyorlar? Çocuklarda ve ergenlerde ne gibi davranış sorunlarıyla karşılaşırız? Bu davranış sorunlarına karşı nasıl bir tutum içerisinde olmak gerekir? Ergenlik nedir? Ergenlikte görülen ruhsal sorunlar nelerdir? Ergenlikte akran ilişkileri… gibi ebeveynlerin çocuk yetiştirirken ihtiyaç duyduğu bir çok başlığa değineceğim. Bunların yanı sıra benzer sorunlara sahip çocukların hikayelerine de yer vereceğim.
ÖFKELİ ÇOCUK
Çocuk öfkeliyse önce bir dönüp ebeveynlere bakmalıyız, acaba onlar yeterince sakin mi çocuğa karşı? Önce ebeveynler sakin olamalı sonra çocuktan sakinlik bekleyebiliriz. Çocuk öfkelendiği zaman üstüne gidilmemeli. Önce sakinleşmesini beklenmelidir. Sonrasında çocuğu öfkelendiren şeyin nedenini bulup bu nedenleri ortadan kaldırılmalıdır. Öfkelenen çocuğa siz de öfkeli yaklaşırsanız işler çığırından çıkacaktır. Çocuğun öfkelenmediği, sakin kalabildiği kriz anlarını mutlaka ebeveyn trafından ödüllendirilmelidir. Çocuğu öfkelendiren şeylerin bir listesi hazırlanabilir, bunlar gerçekleşmeden önlem alınabilir.
Saldırganlık davranışının nedeni şiddet gösteren çocuğun şiddet görmesi olabilir. Eğer ebeveyn öfkelendiğinde kendine hakim olamayıp çocuğa şiddet gösteriyorsa, o da gider arkadaşlarına ya da kardeşine şiddet gösteren bir çocuk haline gelecektir. Muhtemelen erişkin olduğunda da kendi evladına aynısını uygulayacaktır. Unutmayın ki onlar bizi model alıyorlar. Saldırganlıkta diğer bir neden ise çocuğun izlediği yahut oynadığı saldırgan içerikli oyunlar ve çizgi filmlerdir. Bu tarz içerikli yayınlardan çocukları uzak tutmak gerekmektedir.
HİKAYE
Hayatımda beni en derinden etkileyen danışanlarımdan biriydi. Henüz 4 yaşında bir kız çocuğuydu. Ama o kısacık ömrüne ne çok şey sığdırmıştı. Aslında ilk darbesi anne karnındayken başlamıştı. Annesi, kimden olduğu belli olmayan birinden hamile kalmış ve onun bu durumunu kabul eden biriyle evlendirilmişti. Kızımız bir yaşına gelmişti. Anne bir gün onu evde bırakıp terk etmiş gitmişti. 1 yaşındaki çocuk sabahtan akşama kadar evde yalnız kalmış, üvey baba eve gelince durumu farketmişti. 1 yaşında bir çocuk düşünün daha doğrusu bebek ve sabahtan akşama kadar evde yalnız bırakılmış. Tabiki ağlamakan helak olmuş bir şekilde bulmuştu üvey babası. Üvey baba iyi bir insandı. Onu kızı gibi sevmişti. Fakat anne ruhsal açıdan sorunluydu. Geçmişte erken yaşta riskli ilişkileri olmuş en sonunda 19 yaşında kimden olduğunu bilmediğini söylediği birinden hamile kalmıştı. Ve bunun sonucunda istenmeyen bir evlilik ve terk etme eylemi gerçekleşmişti. Çocuğu bana getiren ananeydi. Çocuk ananeyi annesi biliyor, ona anne diye hitap ediyordu. Bana geliş sebebi saldırganlık ve söz dinlememe idi. Birkaç görüşme sonunda ananeninde öfke kontrolüne yönelik sıkıntıları olduğunu farkettim. Torununa sabır gösteremiyor ve şiddet uyguluyordu. Sonuçta onun da yaşadıkları hiç kolay şeyler değildi. Ananeyi psikiyatre yönlendirip, torunuyla oyun terapisine başladım. İlk seanslar onu oyun odasında tutmak oldukça güç oldu. Ağlıyor, bana vuruyor, hatta kafasına duvara vurmaya çalışıyordu. Anne karnından itibaren yaşadığı travmalar onu bu hale getirmişti. Anneyi merak ediyor olabilirsiniz. Anne başka bir adama kaçmış ve ondan çocuk yapmıştı. Ve ayda yılda bir kızını arıyor konuşuyor fakat görmeye gelmiyordu. Oyun terapisinde giderek güzel yol kattetmeye başlamıştık. Artık oyun odasına gülerek geliyor ve bana sarılıyordu. Ev içerisinde de daha uysal davranışlar sergilemeye başlamıştı. Bana göre hem yetim hem öksüz olan bu çocuğun hayatına dokunabilmek, yüzünde tebessüm oluşturabilmek manevi açıdan müthiş bir deneyim olmuştu.
KARDEŞ KISKANÇLIĞI
Demokratik tutumda aileler çocuklarına erken yaşta yaşlarına uygun sorumluluklar verirler. Evde onlara da söz hakkı tanırlar. Onların nelere ilgileri ve yetenekleri olduğunun farkında olarak hareket ederler. Belirli sınırlar içerisinde belli özgürlükler tanırlar. Onları sabırla ilgi ve sevgiyle büyütürler. Yapılan araştırmalara göre demokratik tutumla büyüyen çocukların hem sosyal hem de akademik anlamda çok daha başarılı oldukları tespit edilmiştir.
HİKAYE
5 yaşında bir kız çocuğu… Kardeşi olmuş ve kardeşi olduğundan beri ciddi davranış sorunları göstermeye başlamıştı. Sülalenin tek torunu ve gözdesiyken bütün bunlara ortak olacak biri hayatlarına dahil olmuştu. Kardeşin doğumuyla birlikte tırnak yeme ve çocukluk çağı masturbasyonu başlamıştı. Aile için çok kaygılandırıcı bir durumdu bu. Çocukluk çağı masturbasyonu çocuklukta sık rastladığımız aileleri en çok kaygılandıran sorunlardan biridir. 4-5 yaşlarında daha sık rastlanılan bu sorun, çocuğun sürtünme yoluyla haz alması şeklinde görülmektedir. Buna neden olan bir çok sebep sayılabilir. Bunlardan ilki, bezlenme evresindeyken çocuğun özel bölgesinin fazla titizlikle temizlenerek uyarılmasıdır. Tuvalet alışkanlığını kazandırdıktan sonrada taharet esnasında o bölgeye çok temas edilmesidir. Bir diğer sebep ise ilgi ve sevgi eksikliğidir. Daha az rastladığımız sebep ise cinsel istismar olabilmektedir. Bu kızımızda karşılaştığımız sebep ise ilgi ve sevgi eksikliğiydi. Kardeşi doğduktan sonra anne bebekle ilgilenmekten diğer çocuğuna yeterince vakit ayıramamıştı. Bütün ilgi artık yeni bebeğin üzerindeydi. Her gelen ona hediye getiriyor ve onunla ilgileniyordu. Tırnak yemeye başladıktan sonra yavaş yavaş ilgiyi üstüne çekmeyi başarmıştı. Ama bastırdığı yoğun kıskançlık onu masturbasyon sorununa itmişti. Önce 1 seans anne babayı alarak çocuğa nasıl davranmaları gerektiği konusunda bilgilendirme yaptım. Sonrasında çocukla oyun terapisine başladık. Oyun terapisinde ilk 4 seans boyunca hiç kıpırdamadan ve konuşmadan beklemişti. Sürecin uzun olacağını anlamıştım. 5. Seanstan itibaren yavaş adımlar atmaya başladı. 6. Seansta resim yapmaya başladı. 8. Seanstan itibarek oyuncaklarla aktif olarak oynuyordu ve benimle iletişim kuruyordu. 15. Seans çalıştık. Artık tırnak yemeyi bırakmış ve masturbasyondan eser kalmamıştı. Görüyorsunuz ki terapi uzun soluklu bir maratondur. Kısa sürede bir mucize gerçekleştirilemez…
ÇOCUKLUKTA ÇEKİNGENLİK VE ÖZGÜVEN SORUNLARI
Çocuklardaki çekingenlik kendini ve ebeveynlerini rahatsız edecek düzeydeyse çocukta özgüven probleminden bahsedebiliriz. Doğuştan getirdiğimiz bazı özelliklerimiz vardır. Biz bunlara mizaç deriz. Bazı insan daha çekingen bazısıysa daha girişken bir yapıya sahip olabilmektedir. Önemli olan çekingenliğin boyutudur. Kişinin hayatını olumsuz etkileyecek düzeydeyse yardım alması gerekir. Özgüven problemi olan çocuklara karşı anne babanın tutumları çok önemli bir yer taşır. Aşırı koruyucu tutumla büyütülen çocuklarda özgüven sorunu söz konusudur. Anne baba çocuğa söz hakkı vermeli ve ona değer verdiğini davranışlarıyla, onu dinleyerek, sözcükleriyle ona yansıtmalıdır. Onu eleştirmekten kaçınmalı, olumlu yönlerini bol bol motive etmelidir. Onun ilgilerine sevdiği şeylere önem vermelidir. Erken yaşta çocuğunun ilgi ve yeteneğini keşfedip, o alanda bir kursa yönlendirerek, çocuğun başarıyı tatmasına ve özgüveninin gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz. Eğer çocuk çekingen mizaça sahipse hiç bir zaman çok fazla girişken biri olamayacaktır. Önemli olan toplumdan dışlanmayacak ve kendini rahatsız etmeyecek düzeyde olmasını sağlamaktır.
HİKAYE
8 yaşında bir erkek danışanımız… Geliş sebepleri okul öğretmeninin sizin çocuğunuz da otizm olabilir demesiydi. Aile panik olmuştu ve çok kaygılıydı. Bir bakışta ‘’ hayır sizin çocuğunuz otizm değil ‘’ dememi bekliyorlardı. Ama sağlam adımlarla ilerlemeliydim. İlk bakışta göz temasından kaçınan ve çekingen davranan bu çocuğa şüpheyle yaklaşmaya başladım. Gelişim öyküsünü dinlediğimde, yaşıtlarına uygun bir gelişim tablosu çiziyordu. Oyun terapisinde gözlemlemeye başladım. İkinci seans sonunda otizm değil sadece özgüven sorunu olan bir çocuk olduğunu anlamıştım. Aile istikrarlı bir şekilde her hafta düzenli çocuğunu bana getirdi. 11. Seansın sonunda aileyle görüşmem de :’’ Hocam oğlumuz çok değişti, hatta evde esprisini yapıyoruz fazla mı özgüven aşıladı sümeyra hanım diye’’ . İlk seanslarda göz teması kurmayan konuşmayan çocuk 8. Seanstan itibaren bana gülümseyen, konuşan, göz teması kuran ve hatta giderken el sallayan bir çocuk haline gelmişti. 13 seansta terapiyi tamamladık. Oyun terapisinin mucize terapi olduğunu söylemişmiydim. Evet öyle 🙂
ÇOCUKLUKTA ÇALMA DAVRANIŞI
İzinsiz başkalarını eşyalarını almak 7 yaşından büyük çocuklarda çalma olarak nitelendirilmektedir. 7 yaşından küçük çocuklarda aidiyet kavramı tam anlamıyla oturmadığından bu davranış masumane görülmektedir. Fakat 7 yaşını geçmesine rağmen devam etmekteyse ciddiye alınması gerekmektedir. Model alma burada yine devreye giriyor. Ebeveynler çocuğun bir eşyasını alırken ondan izin istemeleri, onlara örnek teşkil etmektedir. Bir şey alırken izin istediği zamanları övmekte izin alma davranışının arttırılmasında motive edici olmaktadır. Çocuklar bazen ebeveynlerinin dikkatini çekmek içinde bu davranışları sergileyebilirler. Ebeveynler biraz ilgi ve sevgisini arttırdığında bu davranışlarında ortadan kalkabilmektedir.Çocukların en büyük ilacı ebeveynlerinin ilgi ve sevgisidir.